BAŞKAN CEYLAN'DAN 12 EYLÜL MESAJI

Başkan Ceylan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli darbe tarihleri oluşmuştur, demokrasinin kıymetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. 12 Eylül 1980 darbesi, demokrasiyi askıya alarak halkın iradesini hiçe sayan bir baskı dönemi başlatmış, ülkeyi yıllarca süren bir siyasi ve toplumsal karanlığa sürüklemiştir. Ancak 36 yıl sonra, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi, halkın demokrasiye sahip çıkma kararlılığının ve iradesinin gücünü tüm dünyaya göstermiştir.

12 Eylül askeri darbesi, Türkiye’de sadece siyasi hayatı değil, bireysel hak ve özgürlükleri de büyük ölçüde tahrip etmiştir. Binlerce insan tutuklanmış, işkence görmüş ve idam edilmiştir. Demokrasi, silah zoruyla bastırılmış, siyasi partiler kapatılmış ve toplumun üzerine bir korku rejimi çökmüştür. 12 Eylül’ün açtığı yaralar, Türkiye’nin demokratik gelişimini yıllarca geriye götürmüştür.

Ancak halk, bu acı tecrübeye rağmen demokrasinin gücüne inanmaktan vazgeçmemiştir. Bu inanç, en net şekilde 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminde kendini göstermiştir. Halk, tankların ve silahların karşısına çıkarak, demokratik düzeni korumak adına hayatını riske atmış ve darbecilere geçit vermemiştir. 15 Temmuz, halk iradesinin ve demokrasiye bağlılığın en güçlü ifadesi olmuştur. 

15 Temmuz gecesi yaşananlar, 12 Eylül’de kaybedilen demokratik değerlerin geri kazanılabileceğinin ve halkın demokrasiye olan inancının ne kadar derin olduğunun bir kanıtıdır. Bu iki darbe girişimi, demokrasinin ne kadar kıymetli olduğunu ve halk iradesinin silah zoruyla yok edilemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.

*Sonuç olarak*, en kötü işleyen demokrasi bile, halkın iradesine dayandığı ve sorunların barışçıl yollarla çözüldüğü bir sistemdir. 12 Eylül gibi askeri darbeler, toplumun özgürlüğünü ve geleceğini karanlığa sürüklerken, 15 Temmuz’da olduğu gibi halkın demokrasiyi savunma kararlılığı, askeri vesayetin karşısındaki en güçlü dirençtir. Darbelere karşı demokrasiye sahip çıkmak, özgürlük ve halk iradesine olan inancımızı korumaktır.