Akşehir’de son dönemde yapılan bazı sokak düzenlemeleri, şehir estetiği kadar kamu güvenliği ve yönetmelik uygunluğu açısından da tartışma konusu oldu.
Akşehir’in Şirin Irmak Sokağı’nda yapılan tabela ve sokak düzenlemeleri, şehir estetiğinden çok kamu güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle tartışma yarattı.
Sokakta yapılan yeni tabela uygulamasının yerden yüksekliği, ilgili yönetmeliklerde belirtilen standartların altında kaldı. Uzmanlara göre bu durum, itfaiye araçlarının geçişini fiilen engelliyor. Ortalama bir merdivenli itfaiye aracının yükseklik ölçüleri dikkate alındığında, söz konusu tabelanın yerleşimi acil durum müdahalelerini imkânsız hale getirebilecek nitelikte.
Sadece tabela değil, aynı bölgede yapılan nostaljik su kanalı uygulaması da tepki topladı. Kanalda devir daim sistemiyle dolaşan suyun, sokağın son kısmında yaşayan vatandaşlar için kötü koku ve hijyen sorunları oluşturduğu bildirildi. Ayrıca kanalın dar sokak yapısı içinde araç geçişlerini zorlaştırdığı, düşme ve kaza riski yarattığı gözlemlendi.
Benzer bir durumun Nasreddin Hoca Mizah Yolu üzerinde de bulunduğu ifade ediliyor. Buradaki tabela ve düzenlemelerin de itfaiye erişimi açısından yönetmelik standartlarına tam olarak uygun olmadığı belirtiliyor.
Uzmanlar, bu tür uygulamaların şehir planlaması ilkeleriyle bağdaşmadığını ve idarenin sorumluluğu doğurabilecek teknik eksiklikler içerdiğini vurguluyor.
5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediyeler, imar, şehircilik ve itfaiye hizmetlerini mevzuata uygun biçimde yürütmekle yükümlü. Aynı şekilde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu da trafik güvenliğini tehlikeye sokacak düzenlemeleri açıkça yasaklıyor.
Şehircilik çevreleri, “Estetik görüntü uğruna kamu güvenliği riske atılıyor. Dar sokaklarda yapılan denetimsiz düzenlemeler, olası bir yangın veya afet anında can kaybına yol açabilecek ciddi bir ihmal zinciri oluşturuyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Vatandaşlar ise belediyeden bu konuda acil denetim ve düzenleme talep ediyor.
“Görsel yenilik istiyoruz ama güvenliğimiz pahasına değil” diyen mahalle sakinleri, sorunun bir an önce giderilmesini bekliyor.
Akşehir’in tarihî kimliğini korumanın, sadece nostaljik dokularla değil, hukukun ve teknik standartların uygulanmasıyla mümkün olacağı vurgulanıyor.
“Hukukun işlemediği bir şehirde, tabela doğru olsa bile yön kaybolur.”.
Konuyla ilgili açıklama yapan Akşehir AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammet Ramazan Ganioğlu, şehir planlamasında estetik kadar güvenlik ve hukukî uygunluğun da önemine dikkat çekti. Ganioğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Şehirler, sadece taşınmazlardan, tabelalardan ya da yol düzenlerinden ibaret değildir. Her bir sokak, toplumun düzen anlayışını, kamu idaresinin sorumluluk bilincini ve vatandaşın adil bir şehir düzenine dair beklentisini yansıtır.
Şehrimizin Şirin Irmak Sokağı’nda yapılan tabela düzenlemesi, şehir estetiği kadar kamu güvenliği bakımından da bazı hususları gündeme getirmiştir.
Görsel olarak sade ve geçmişe atıf yapan bir uygulama olmakla birlikte, yerinde yapılan gözlemde tabelanın yerden yüksekliğinin ilgili yönetmeliklerde öngörülen standartların altında olduğu ve sokağın itfaiye araçlarının erişimine elverişli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ortalama bir merdivenli itfaiye aracının yükseklik ölçüleri dikkate alındığında, söz konusu tabela yerleşimi bu araçların geçişini fiilen imkânsız hâle getirmektedir. Bu durum, sadece estetik bir eksiklik değil, olası bir deprem veya yangın meydana gelmesi durumunda idarenin hizmet kusuru sorumluluğunu doğuracak nitelikte bir teknik aksaklıktır.
Aynı zamanda Şirin Irmak Sokağı’nda yapılan nostaljik su kanalı uygulamasının da hangi amaca hizmet ettiği tam olarak anlaşılamamıştır. Zira bu kanalda dolaşan suyun devir daim sistemiyle çalıştığı bu nedenle sokağın son kısmında evleri bulunan vatandaşların kötü koku ve hijyen sorunlarıyla karşı karşıya kaldıkları bilinmektedir. Ayrıca kanalın genişlik ve derinliği dikkate alındığında, dar sokak yapısı içinde araç geçişleri açısından düşme ve kaza riski oluşturduğu da gözlemlenmiştir.
Benzer bir durum Nasreddin Hoca Mizah Yolu tabelasının bulunduğu yolda da gözlemlenmektedir. Bu bölgede de tabela konumunun ve fiziki düzenlemenin, itfaiye araçlarının geçiş ve manevra kabiliyeti açısından yönetmeliklerde öngörülen standartlara tam olarak uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Şehrin sembolik değeri yüksek olan bu yolun, Akşehir’in kültürel mirasını yansıtan bir isim taşımasına rağmen teknik açıdan benzer eksiklikleri barındırması, konunun bütüncül biçimde ele alınması gerektiğini göstermektedir.
Zira, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca belediyelerin görevlerinden biri "imar, şehircilik, ulaşım ve itfaiye hizmetlerini mevzuata uygun biçimde yürütmek"tir. Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelikler, yerleşim yerlerinde trafik güvenliğini tehlikeye düşürebilecek her türlü düzenlemeyi yasaklamaktadır.
Bu çerçevede, bir sokakta itfaiye erişimini engelleyen fiziki yapı veya yönetmelik dışı tabela yerleşimi, kamu güvenliği açısından doğrudan hukuki sorumluluk doğuracağı aşikardır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında, yukarıda bahsedilen uygulamaların şehir planlaması ilkeleriyle yeterli uyum göstermediği anlaşılmaktadır.
Şeklen şehre estetik bir değer kattığı düşünülen bu tür uygulamalar, planlama ve denetimden yoksun biçimde hayata geçirildiği için şehir sakinlerinin güvenliğini doğrudan tehdit eder niteliktedir. Estetik görüntü altında gizlenen bu teknik yetersizlikler, idarenin özen ve gözetim yükümlülüğünün açık bir ihlaline dönüşmektedir.
Zira böylesine dar sokaklarda yapılan denetimsiz ve yönetmelik dışı düzenlemeler, olası bir yangın, sağlık müdahalesi ya da tahliye anında yalnızca gecikmeye değil, telafisi imkânsız can kayıplarına dahi yol açabilecek ciddi bir kamu güvenliği zaafına işaret etmektedir.
Gençlik olarak bizler, eleştiriyi yıkmak için değil, düzeltmek ve bilinç oluşturmak için yapıyoruz. Amacımız idareye yüklenmek değil, idarenin kendi öngördüğü kamu yararını güçlendirmesidir. Akşehir, tarihiyle, insanıyla, esnafıyla, gençliğiyle, köklü bir medeniyetin temsilcisidir.
O halde bizler, her sokakta hukukun, her tabelada estetiğin, her uygulamada kamu yararının izini sürmeliyiz. Çünkü şehir, insanın aynasıdır; hukuk ise o aynanın çerçevesi.
Gelin, bu şehri sadece sevgiyle değil, hukukun ve denetimin rehberliğinde, birlikte güzelleştirelim.
Zira hukukun işlemediği bir şehir, tabelası doğru olsa bile yönünü kaybetmiştir.
Haber Merkezi