mencisport.com, geobonus.org, volvoadventure.org, deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler, flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
-Mirim, başlığa bakarsan bu fotoğraf sana bazı şeyleri düşündürmüş. Baştan söyleyeyim: “Tek kare fotoğrafla hüküm verilmez” kuralına göre: Bu kolajda 3 fotoğraf var ve bir şeyler anlatıyor.
-Kahya Efendi evet. Bir şeyler anlatıyor.Tıkınan iki insan grubu ve açlığa yokluğa sefalete düşmüş mahrum bir çocuk. Acaba bu çocuğun mahrumiyetinden imkanı olanlar mes’ul/sorumlu mudur? Bu görüntü hakkında düşüncelerimi gözden geçirdim.
-Mirim ola ki, bu çocuk Filistin Gazze’de. Veya herhangi bir yerde. “Olabilir.”
-Ama biz insan evladı olarak bu olaya muttali olmuşuz. Fotoğrafladığımıza göre. “Resim olsa kurgu olabilir isteğe göre çizer/boyar resmederiz. Ama fotoğraf kurgu olmaz. Sadık dürüstsek gerçekleri daha iyi yansıtır; zaten makinenin görüntü alan noktasına objektif diyoruz... “Evet.”
-Mirim sen patronsun ama bu konuda söz bende. Aslında biz toklar bu çocuktan mahrumiyetinden sorumluyuz. Madem ki gördük. Ama kendimizi niçin sorumlu saymıyoruz?.. Bunun sebebi bana göre şu:
“Her savaşın bir anatomisi vardır” derler. Bir şeyler yanlış gitmeye başlar bu dayanılmaz hale gelir ve sonunda insanlar kavga ederler/savaşırlar. Örnek mi? Tarihteki 750/751Talas Savaşında da aynı olmuştur. Benzemezler arasında. 624 Bedir’de ve 625 Uhud ve 657 Sıffin Savaşı’nda da. Ki son üçü benzerler arasında idi. Yakın tarihe takılmaya gerek yok. Örnek çok.
-Kahya Efendi “benzerler arasındaki gelir makası açılır ise” savaş/mücadele kaçınılmaz olur. Dünyada ezelden bu yana zenginle fakir arasındaki makas zaten açıktır. Fakir savaşmaya cesaret edemez. Kahren de olsa kabullenir. Hatta yakın tarihte nedenle iktidarlar el bile değiştirir bu nedenle…
-Evet Mirim. Haklısın. Ama ben bu sorumsuzluğu/hissetmemeyi başka şeye bağlarım: Birinci Dünya Savaşına. Bir birine benzemeyen insanlar da savaştılar. 1914-1918 arası. 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi. Artık savaşacak gücüm kalmadı, demesi. Her savaşın anatomisi var ya. Savaşa götüren sebepler. Savaşın seyri. Savaşın sonuçları. Olan olmuştur. Ben sonuçlarına bakacağım bir iki çıkarım.
Bir: Eskiden toprak devletindi kılıç hakkı. Gayri menkul toprakta “Özel Mülkiyete” kapı açıldı. Şimdi devlet bir okul yapsa yol yapsa istimlak bedeli öder. Her fert toprak sahibi oldu. İki: İmparatorluklar dönemi bitti. Milli devletlere dönüştü. Üç: Ümmetçiliği bitirdi. Mirim bizim için en korkuncu bu oldu. Eskiden Muhammed Ümmeti fikri vardı onu bitirdi. Milli devletler oluşurken kan bağını esas aldı. Kabileciliğe geri döndürdüler. Araplar, Türkler, Ermeniler, Yunanlılar, Sırplar, Arnavutlar, Bulgarlar şunlar bunlar milliyet tabanlı devlet oldular.
Ümmet, aynı düşünceye sahip olan farklılıkları birleştiren bir anlayış idi. Şimdi bu kaybolunca biz bu çocuğun mahrumiyetini hissetmez olduk.
Yani:
-Kahya Efendi yani sınırlarımızın dışındakileri hissetmiyor ve onlara karşı sorumluluk duymuyoruz, diyorsun.
-Mirim yanılıyor muyum? Yazı sonunda hep sen sorardın. Şimdi de ben soruyorum? Yanılıyor muyum?
-Hayır yanılmıyorsun. Son derece haklısın. Katılıyorum.