Bugun...
SON DAKİKA

AKSEV — İyiliğin Beş Harfli İfadesi

 Tarih: 12-10-2025 22:17:00
BİR KONU BİR KONUK

AKSEV — İyiliğin Beş Harfli İfadesi

Bir sevdayla başladı her şey…
1991 yılının Akşehir sokaklarında, yürekleri memleket sevgisiyle atan bir grup genç; geçmişe saygı, geleceğe umutla baktı. Onlar için bu şehir sadece taş, toprak değildi — bir ruhu, bir tarihi, bir emaneti vardı.
Ve o emanet, “iyilik” adında bir vakfa dönüştü: AKSEV – Akşehir Kültür, Sağlık ve Eğitim Vakfı.

Bir zamanlar 1894’te inşa edilen, yorgun ama onurlu “Akşehir Evi”, bu sevdanın kalbi oldu. 1994 yılında, 16 gencin tertemiz elleriyle şehre armağan edildiğinde, o gün orada sadece bir bina değil, bir iyilik hikâyesi doğdu.
Bu hikâye 1996’da “Ulusal Restorasyon Ödülü”yle taçlandı; 1997’de vakıf senedi imzalanırken büyüdü; 1998’de Resmî Gazete’de yayımlanarak resmiyet kazandı.
Ve o günden beri, iyiliğin beş harfli ifadesi: AKSEV.


Bir Sofra Düşünün…

Kiminin ocağı yanmıyor, kiminin tenceresi kaynamıyor.
Ama bir vakıf var ki, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyerek her gün yüzlerce evin kapısını çalıyor.
AKSEV Aşevi, her gün yaklaşık 800 ihtiyaç sahibine sıcak yemek ulaştırıyor.
Gösterişten uzak, samimiyetle…
Sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir vicdan sessizliğiyle…
Ve o tabaklarda sadece yemek değil, insanlığın sıcaklığı da taşınıyor.


Bir El Düşünün…

Yalnız kalmış, okuma umudunu yitirmiş bir gence uzanıyor.
AKSEV, kuruluşunun ilk gününden itibaren yüzlerce üniversite öğrencisine burs vererek, onların geleceğini aydınlatıyor.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında öğretmenler, mühendisler, doktorlar, hukukçular “Ben AKSEV bursiyeriyim.” diyerek bu zincirin halkası olmanın gururunu yaşıyor.
Ve bu halkaya her yıl yenileri ekleniyor…


Bir Nefes Düşünün…

İhtiyaç sahibinin yüreğine umut, yaşlı bir yüreğe moral oluyor.
Kullanılmayan ilaçları toplayıp ihtiyaçlı hastalara ulaştırıyor; tekerlekli sandalye, tıbbi cihaz, giysi ve yakacak yardımlarıyla hayatlara dokunuyor.
AKSEV Mağazası’nda verilen her giysi, bir hediyenin zarafetiyle sunuluyor; hiçbir yüz kızarmadan, hiçbir onur incinmeden…


Bir Kurban Düşünün…

Sadece bir bayram ritüeli değil, yıl boyu süren bir bereket…
Kurban bağışları, dini vecibelere uygun şekilde kesiliyor; etler soğuk hava depolarında saklanıyor, aşevinin kazanlarında pişerek sofralara umut oluyor.
Bazısı sıcak bir tabakta, bazısı sessiz bir teşekkür duasında yeniden can buluyor.


Bir Gelenek Düşünün…

Kültürünü yaşatan, geçmişini unutmayan…
AKSEV, Hıdırellez’de gölle buluşuyor, Muharrem ayında aşureyle gönülleri ısıtıyor.
Çünkü bu topraklarda iyilik sadece yardım değil, bir yaşam biçimi.


Ve Bir Şehir Düşünün…

Adı Akşehir…
Her taşında, her sokağında bir hikâye…
Ve bu hikâyenin en güzel cümlesinde, beş harfli bir kelime parlıyor: AKSEV.

Burada iyilik, kelimelerle değil, kalplerle yazılır.
Burada her yardım, bir dua olur; her tebessüm, bir umut.
Ve biz biliriz ki;
İyilik, en çok paylaştıkça çoğalır.

  Bu yazı 359 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI