TEMEL PRENSİPLER 1 BESMELE…2

Eveeet Hüdhüd ne söyledi de Süleyman(a.s)ın gazabından kurtuldu?

-Ben uzak diyarlara uçtum. Orada bazı insanları tanıdım. Onlar Allah’a inanmıyorlardı. Ama sarayları ve donanımları son derece mükemmeldi.

Süleyman (a.s) ki doğa güçlerini kontrol eden bir zat. Daha başka bize göre giz noktasındaki varlıkları yöneten bir kudret.  Şu an Yahudilerin yana yakıla aradıkları Süleyman mabedinin banisi. Benden daha kudretli nasıl olur?

Hüdhüd’ün meth ettiği taht dikkatini celbeder de etrafındaki yetenekli kabiliyetli kudretli kişiler o tahtı kendisine getirebileceklerini ispatlarlar. Ve getirirler.

K. Kerim haber veriyor ise; oldu, getirdiler diyorsa, o olmuş demektir.

-Mirim.

-Anladım. Açıkla. Kısaca.  Biz bir eşyayı nasıl taşırız? Naklederiz. Alırız ambalajla sarar sarmalar vasıtalarla naklederiz. Burada iş başka. Maddeyi enerjiye dönüştürüp veya atomlarına moleküllerine ayırarak nakletme sonra da tekrar maddi formuna eski kalıbına getirmek var. İnsanoğlu sesi ve görüntüyü şuan nakledebiliyor. Bu bir aşama. K. Kerim bize bu kilometre taşını hedefi koymuş mu? “evet” koymuş. Miladi 632 yılından yana bu bilgi var ve keşfini bekliyor. Sesin ve görüntünün nakli bu olayın minik bir adımı.

-Mirim büyük seyyahlar dünyayı gezmeden önce bebek adımlarıyla başladılar hayata. “Aynen öyle.”

Dönelim konuya. Besmele’ye.

Peygamberlerin var kılınış sebebi “C. Hakk’la alakalı bilgileri ve “insan hakları” ile ilgili kuralları tebliğ etmektir. O halde o krala/kraliçeye tebliğ yapılmalıdır.  Ne ile Mektupla. İşte Süleyman(a.s)ın bu yazdırdığı mektup “Bismillahirrahmanirrahim” cümlesi ile başlamakta. Bu mektubun aslı falan filan arşivde müzede yok. Ama K.Kerim böyle diyorsa öyledir.

Konu bu. Besmele Hz.Süleymanla başlayan bir uygulamadır. C. Hakk böyle haber veriyor. Son tebliği olan İslam dininde de bu uygulamanın yer almasını murat ediyor ki her işimizin başına prensip olarak yerleşmiş oluyor. İslam prensip olarak besmeleyi “Her işin başında işe besmele ile başlarsan hayır ve bereket getireceğini” düstur prensip edinmiş oluyor.

-Mirim sekülerler ne olacak? Onlar böyle şeylere itibar etmezler.

-Sen öyle zannet. Zahiren öyle görünseler de –kalben- “Allah’a bağlanmayan bir işin güdük olacağını” onlar bizim yarı sofularımızdan daha iyi bilirler.  Gebeliği adım adım kontrol ederler de anne adayı “Doktorcuğum sağlıklı bir doğum yapabilecek miyim?” Sorusunun cevabını başını hafif yukarı kaldırıp “Bilemem O bilir.”

-Mirim. Bir anekdot. Sofunun biri çocuğunun kulağından tutup tokadı yapıştırıyor.  Her tokatta da besmele çekiyor. Temel oradan geçerken olaya muttali oluyor. Sofuya soruyor: “Neden dövüyorsun?” “Terbiye olsun diye”. “Peki neden besmele çekiyorsun?” “Allah tesirini yaratsın diye.” Temel güler: “Geç kalmışsın. Sen o besmeleyi vaktinde çekecektin.”

-Kahya Efendi bu konu bir köşe yazısına sığmaz. En iyisi K Kerim’deki sure ve ayetleri kaynak gösterelim ola ki bazı okurlarımız işin özünü ruhunu anlamış olurlar.

Kaynak: Neml Suresi ayetler 17/30