KÖYÜMÜ ÖZLEDİM
Tekeli Veli su başında çalar kavalını
Çakır Ali kovandan alır sıcak balını
Emine halam köpeklerin önüne döker yalını
Mayasarı yayar tuluktan ayranını
Tereyağı ekmek arasına sürüp,
Çomaç yemeyi özledim
Karabıyık Mustafa tek başına davar güder
Deli Hacı’nın uyaklığını keçiden de beter
Koca ibiş isterse, inan eşeğe tekme atar
Kepirden güneşin batışını
Kürtlerdeki çeşmenin güldür güldür akışını özledim
Onbaşı Osman’ın alaca köpeğini
Cura Beyin huysuz, Yağız Atını,
Molla Ahmet’in tek boynuzlu keçisini
Cennetçe’nin horozunun ötüşünü özledim.
Rızkımızın peşine düşüpgelmişiz buraya
Köyümüzün davarlarını canavar dağlaya
Sarıkız mor koyunun diye diye ağlaya
Kel Kerim emmi davarları bir araya toplaya
Sevici üzüntüyü özledim
Havananın Ahmetin iyi tabanca sıkar,
Tokasman emmi foteri adamı yakar
Karaşlı Ahmet çürük Karpuz satar
Kahveci Mevlüt iyi çay yapar
Köyümün çayını içmeyi özledim.
Pat Pat Ali ilk Taktakı getirdi,
Yokuşu çıkamayınca geri geri götürdü,
Köyde olan ölümlü kavga köyü bitirdi,
Hasetlik çöktü, Kuşları göçe götürdü.
Üzüntüyü hasreti özledim.
Dağların dili olsada söylese gezdiğim yerleri;
Yel çıkanı, küpük tepeyi, ziyareti, Kınalıyı
Traktörün dili olsa söylese çıkamdığı yerleri,
Tokosman Yokuşunu, Akyokuşu,
Bu yazı 72 defa okunmuştur.